GenelKişisel

Ülkemizde Covid İle Mücadele ve Aşılama

Covid-19 Virüsü ile Türkiye’nin Tanışması

Mart 2020 yılından itibaren ülkemizde görülmeye başlayan Covid-19 Pozitif vaka sayıları her geçen gün katlanarak arttı ve pik noktası denen o noktaya da ulaştı ne yazık ki. Önce maske ile tedbirler devreye girdi ancak yayılımın hızlanması ile dönüşümlü olarak önce belli günlerde sokağa çıkma yasağı, daha sonra hafta sonu yasakları ardından yaş sınırına göre sokağa çıkma kısıtlamaları devreye girdi. İkinci dalga ile birlikte de işletmelerin belirli kesimlerine (oturmalı cafe ve restaurantlar, kahvehaneler, çay bahçeleri gibi) sadece al götür ve evlere servis hizmetlerine müsaade edildi.

Ancak alınan önlemlere rağmen artan vakaların sebepleri olarak Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA yasaklara uyulmayarak toplantıların, görüşmelerin, buluşmaların artması ve keyfi şehirler arası yolculukların çok fazla olduğunu bildirdi. Buradan da anlamak mümkün ki ne yazık ki kurallar insanları durduramadı.

İlginizi Çekebilir : Corona Virüs Nedir?

Özellikle ilk dönemlerde yapılan sokak röportajları ve bazı kanalarda yapılan programlar gösterdi ki bunca kayıp yaşamamıza rağmen hala bu virüse inanmayan, tabiri caizse kafa tutan bir kesim ortaya çıktı. Bunlar da beraberinde yayılımı, teması ve acı sonları ortaya koydu.

Hastalığın Kişiden Kişiye Farklılık Göstermesi

Covid-19 virüsü her bulaşlı hastada aynı belirtiyi göstermediği için net bir sonuca varmak da pek mümkün değildi. Kimisi farkında bile olmadan bu hastalığı atlatırken kimi hastalar ciddi solunum yetmezliği ile yoğun bakım ünitelerine taşındı hatta birçok hasta da entübe edildi.

Türkiye de Covid-19 sebebiyle her gün çok ciddi vefat rakamları ortaya çıktı. Bu da tablonun iyiye giden eğrisinde sapmalara neden oldu elbette. Her ne kadar kronik hastalar ve yaşlılar en riskli grup olarak görülse de ve aynı zamanda en az riski taşıyan grup çocuklar olarak belirtmiş olsalar da bu da net bir kriter değildi zira ayakta atlatan yaşlılar kadar hayatını kaybeden çocuklar da oldu.

Bu noktada da bir kez daha sosyal mesafe ve tedbirlerin ne kadar önemli olduğunu anladık. Kesin ve net bir korunma yöntemi olmadığından ötürü sosyal mesafe, minimum temas, maske ve temizlik gibi önlemlerin arttırılması tavsiye edildi ki bir nebze olsun süreci durdurabilmek adına…

Covid-19 Aşılamasının Türkiye de Başlaması

Sadece ülkemizde değil tüm dünyada görülen ve neredeyse tüm dünyayı kasıp kavuran Covid-19 virüsünün kurtuluşu olarak tüm dünya gözlerini aşı araştırmalarına yöneltti. Aşıların ve deneme fazlarının sonuçlanmasından sonra ülkemizde de aşılama takvimleri oluşturuldu.  Aşılamaya en riski grup olan yaşlılardan başlanarak, giderek geriye doğru giden bir sistem oluşturuldu. Öncelik en riskli grubu güvence altına almak elbette.

90 yaş grubu ile başlayarak 65 ve üstü gruba doğru bir akış izlenerek süreç başlandı ve iki doz olarak aşılar ülkemize giriş yaptı. İlk dozdan 28 gün sonra ikinci dozun vurulması tablosu ile hastalara aşılama da yapılmış oldu.

Aşılama Kesin Bir Çözüm Mü?

Bu hastalıktan korkan, bitmesi temennileri içinde gözünü haberlerden, Sağlık Bakanlarından ayırmayan halk aslında kesin bir çözüm olmasını umdu ancak bugün geldiğimiz noktada çok yüksek koruyuculuk gösterse dahi Covid-19 hastalığına yakalanma ve temas halinde bulaştırıcı olması gerçeğini %100 ortadan kaldırmadı. Bu nedenle aşının rehavete sebebiyet vermemesi gerektiği ve aşılama sonrasında da maske, mesafe ve temizlik kurallarına maksimum özen gösterilmesi gerektiği tüm dünyada ısrarla duyuruldu.

Evet, koruyuculuk oranı %50’lerin çok üstünde olsa da %100 olmadığı noktada gerekli tüm önemlerin alınması ve tüm kurallara azami uyulması gerçeğini unutmamak gerektiğini de günlük raporlarda anlamış olduk.

Zaman Covid-19 Üzerinde Nasıl Bir Etkiye Sahip?

Bununla ilgili aslında hala çok net ve kesin bir cevap dünya genelinde bulunamadı. Önceleri zaman içerisinde yayılımlarla gücünü yitirip kaybolması ihtimali üzerinde duruldu ancak beklenenden farklı olarak virüs yakın bir zamanda mutasyona uğrayarak daha tehlikeli ve daha hızlı yayılan bir virüs şekli olarak ortaya çıktı. Bu tüm dünyada paniğe sebep olsa da hala virüs için en etkili korunma yöntemi tüm dünya genelinde aynı: Temizlik, maske ve mesafe.

Ne kadar az temas o kadar fazla korunma demek aslında. Virüsü ayakta atlatan bir insanın herkes kadar tedbirlere özen göstermesi gerektiğini de unutmamak gerek zira temaslı durumunda olduğu kişilerin de ayakta atlatacağı anlamına gelmediği gibi vefatla sonuçlanması da oldukça olası. Zira bunun örneklerini de yine yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyada görmüş olduk.

Covid-19’a Karşı En Tehlikeli Ortamlar ve Durumlar

Covid-19’a karşı evimiz dışında aslında her yer bizler için risk barındırmaktadır. Ancak özellikle yoğunluğun fazla, mesafenin az olduğu ortamlara daha fazla dikkat etmek gerekiyor, buralardan zorunlu olmadıkça da uzak durmakta fayda var. Örnek vermek gerekirse; cafeler, hastaneler, kütüphaneler, kahvehaneler, çay ocakları, pastaneler, okullar, okul yurtları (özellikle kalabalık yurt odaları) , toplantılar.

Hastalığın tüm dünyada tamamen bitmesi noktasına ulaşana kadar belirtilen kural ve yasaklara uymak konusunda çok hassas olunması gerektiğinin de altını çizmek gerek. Kurallar yalnızca bizi değil sevdiklerimizi ve tüm toplumu korumak demek aslında. Etkileşimin azalması kişiler arasındaki bulaş oranını da düşüreceği gibi hastalığın yayılmasının seyrini de düşürmeye katkı sağlayacaktır.

Covid-19 İle Birlikte Yaşanan Olumsuzluklar

Covid-19 salgınının başlaması ile birlikte müşteri kaybına uğrayan işletmelerin arasında dükkan ve mağazalarını kapatan, iflas ettiğini açıklayan kurumlar oldukça fazla. Doğal olarak işleri ve kazançları doğrudan insana bağlı olan sektörler bu konuda en büyük darbeyi alan kesim oldu.

Akabinde işverenlerin Covid-19 nedeniyle maddi sorunlardan en az şekilde etkilenmek için izledikleri politika çalışan sayısında küçülme oldu. Ülkemizde Covid-19 sebebiyle işten çıkartılma yasaklanmış olsa da bu ücretsiz izin, mobbing ve istifaya zorlama gibi karanlık ve farklı yollarla sağlanmaya ne yazık ki devam etti.

Covid-19 salgını ile birlikte bir diğer hayret uyandıran durum ise şüphesiz ki market reyonlarındaki fahiş fiyat değişimleri oldu. Özellikle gıda reyonlarında akla mantığa sığmayan fiyat politikaları da kısa süre içerisinde gün yüzüne çıktı ve gerekli iyileştirmeler başlatıldı. Ancak hala bugün bu anlamsız fiyatlandırma politikalarını görmek mümkün…

İlginizi Çekebilir : Covid-19 ve Geleceğimiz

Öte yandan fırsatçılık olarak adlandırılmasının mümkün olduğu bir diğer husus ise kolonya, maske ve anti bakteriyel jellerin fiyatlarındaki akıl almaz fiyat artışları. Önceleri 1 TL ile satışta bulunan cerrahi masekeler 20-30 TL’leri görmeyi başardı. Öte yandan kolonya fiyatları kendini ikiye, üçe katlarken anti bakteriyel jeller de bundan geri kalmadı.

Yine aynı şekilde tepki uyandıran fırsatçı fiyat politikalarının da önüne geçildi ve yarı yarıyadan daha fazla bir fiyat düşüşü ile maskeler daha kolay insanların ulaşmasının mümkün olduğu bir malzeme haline geldi.

Covid-19 Yeni Normal Hayata Merhaba!

Covid-19 salgını aslında normal sosyal hayatı tamamen değiştirerek yeni bir normalleşme hayatı ortaya koydu. İnsanların etkileşimlerinin ve mesafelerinin üst düzeyde sınırlandırıldığı, maske zorunluluğun getirilerek dışarı çıkmanın mümkün olduğu, banka, kamu kurum ve kuruluşlarına Sağlık Bakanlığı tarafından metrekare başına belirlenmiş sayılarca insan kabul edilmesi, HES Kodu ile otobüs, uçak yolculuklarının ve market alışverişlerinin yapılması gibi zorunluluklarla döndük o hayata.

Yani aslında alıştığımız, bildiğimiz o hayattan çok uzak ve o hayata nazaran hiç normal sayılmayan ancak sağlık için tek çözüm olan bu hayata uyarak tüm dünya bu şekilde yaşıyoruz.

En kısa sürede Covid-19 salgının sona erip, tüm dünyanın sağlığa kavuşmasını temenni ediyorum.

İlgili Makaleler

13 Yorum

  1. Aşılama biraz yavaş ilerliyor sanırım. Umarım en kısa zamanda bütün kişiler aşılanır. Yazınız çok başarılı olmuş, bilgilendirmeler için teşekkür ederim.

    1. Rica ederim. Umarım en yakın zamanda herkes aşılanmış olur. Çünkü vaka sayıları her geçen gün artıyor.

  2. Malefes Türkiye Covid konusunda sınıfta kaldı. İlk başta vaka sayılarını yanlış söylediler. Ardından aşı gelecek dendi gelmedi.

    1. Evet ilk başlarda vaka sayıları daha nesnel olsaydı belki insanlar bu konuda daha titiz davranabilirdi.

  3. Aşılama hem yavaş hemde etkisini gösterme uzun sürüyor .Umarım bi an önce şu karantina günleri sona erir.

  4. Merhaba Gökhan bey. Köy öğretmeni olmam dolayısıyla iki doz aşımı da oldum fakat ilçe merkezinde çalışan öğretmen eşim ve evde birlikte yaşadığımız anne babama halen sıra gelmedi. tedarik sıkıntılarından dolayı şubat ayında aşılanması planlanan öğretmenlerin bir çok küçük bir kısmı aşılanabildi.

    1. Evet aşılama maalesef ki çok yavaş ilerliyor. Umarım vaka sayıları daha fazla artmadan bu virüsten kurtuluruz.

  5. Valla allah kersin yardımcısı olsun bu covid illeti herkesi maf etti kurtulmakta birdert olmadım ama belirtileri cok yüksek cıktı 15 gündür evdeyim temas sayesinde ne yapıcam bilmiyorum

  6. Dünya tarihine baktığımız da her 100 sene de bir salgın hastalık olmuş. Malesef Dünya yı ciddi bir şekilde tehdit eden bu hastalık bir yandan da ülkelerin ekonomisini çökertti. Ama tabi ki önce sağlık…..Geçmiş olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu